Vücutta birikmiş üre gibi zararlı maddelerin ve aşırı suyun bir membran (Dializör) aracılığı ile vücuttan uzaklaştırılması işlemidir.İlerlemiş böbrek yetmezliğinin tedavisinde kullanılır. Diyaliz tedavisi bozulmuş böbrek işlevlerinin bir kısmını düzenleyerek, yaşamın devam etmesini sağlar.30–40 yıl önce; ilerlemiş böbrek yetmezliği olan hastalar, günler haftalar içinde kaybedilirdi. Diyaliz teknolojisinde sağlanan gelişmeler; bu hastalarda önce yaşam süresini uzatmış, daha sonra yaşam kalitesinin artmasını sağlamıştır. Bu nedenle, günümüzde, diyaliz hastalarının şanslı olduğu söylenebilir.
Diyaliz tedavisi iki şekilde uygulanabilir.
BÖBREK YETMEZLİĞİ TEDAVİSİNDE HEMODİYALİZ
Böbrek yetmezliğinde; yediğimiz tüm yiyeceklerin vücudumuzda parçalanması ile oluşan ve normalde idrarla atılan zararlı maddeler ve fazla sıvı atılamamakta ve vücudumuzda birikmektedir. Hemodiyaliz bu maddelerin ve suyun vücudumuzdan uzaklaştırılmasını sağlayan bir tedavi şeklidir.Hastanın kanı, genellikle, ön kolda oluşturulan Fistül veya kateter aracılığı ile vücut dışına alınarak ince zardan yapılmış borucuklardan oluşmuş diyalizör denen malzemenin içinden geçirilerek; atılması gereken zararlı maddeler ve fazla sıvının vücuttan uzaklaştırılmaları sağlanır.Hemodiyaliz tedavisi, hastanın böbrek yetmezliğinin şiddetine, yaptığı idrar miktarına bağlı olarak haftada 2-2 kez 4-6 saat süre ile uygulanmaktadır. Yetersiz hemodiyaliz tedavisi hastada hasara ve ölümlere yol açabilir.Hemodiyaliz tedavisi, genellikle, hastanede veya bir hemodiyaliz ünitesinde uygulanır. Ancak, uygun makine ve donanımla evde de uygulanabilir. Türkiye'de yaklaşık 25 bin hemodiyaliz hastası vardır.
Böbrek yetmezliği geliştiğinde:
Diyalizin Yeterli Olması
Böbrek Yetmezliğinin Nedenleri Nelerdir?
Böbrek yetmezliğine neden olan çok sayıda hastalık vardır. Ancak sık görülen nedenler;
KURU AĞIRLIK NEDİR
Diyaliz hastalarında vücudun su dengesi; tuz ve su tüketimi, varsa idrar miktarı, hemodiyaliz sırasında makine yardımıyla vücuttan su uzaklaştırılması ile sağlanır. Fazla tuz ve su alımı vücutta bunların birikmesine, dolayısıyla kan basıncının yükselmesine ve kalbin iş yükünün artmasına neden olur.
Kuru ağırlık ise vücudun dengede olduğu, sıvı fazlalığı bulguları olan yüksek tansiyon, şişlik, nefes darlığı gibi bulguların olmadığı, kilonun daha fazla azaltılması durumunda ise kan basıncının düştüğü, halsizlik, kramp gibi bulguların geliştiği ağırlıktır.
İki diyaliz arasında fazla kilo alınması gerçek kuru ağırlığa ulaşılmasını zorlaştırır. Bu nedenle günlük tuz tüketimi 5 gramı aşmamalıdır. Diyalizler arasında kilo artışı vücut ağırlığının %3’ünden fazla olmamalı yani yaklaşık günlük bir kilogramdan fazla olmamalıdır.
Diyalize yeni başlayan hastalarda sıvı fazlalığı daha belirgin olabilir ve özellikle kalp hastalığı da varsa diyalizler sırasında fazla suyun uzaklaştırılmasının yavaş yapılması gerekebilir.
Kuru ağırlık kişinin kilo kaybetmesi veya kilo alması nedeniyle değişkendir. Kuru ağırlık değerlendirmesi pratikte kan basıncı değeri ve sıvı fazlalığı veya azalmasına ait bulguların olup olmamasına göre değerlendirilir. Aşırı sıvı çekilmesi ve kuru ağırlığın altına düşülmesi sadece kramp, halsizlik gibi şikayetlere yol açmaz, aynı zamanda fistülün tıkanmasına da neden olabilir. Bu nedenle hastaların da kilolarını takip ederek, yakınmalarını diyaliz ekibiyle paylaşmaları son derece önemlidir.
COVID-19
Hastalığa, insanlar arasında birkaç farklı şekilde yayılan SARS-CoV-2 virüsünün neden olduğunu biliyoruz.
Virüs, enfekte olmuş bir kişinin ağzından veya burnundan öksürürken, hapşırırken, konuşurken, şarkı söylerken veya nefes alırken küçük sıvı parçacıklar halinde yayılabilir. Bu parçacıklar, daha büyük solunum damlacıklarından daha küçük aerosollere kadar değişir.
İnsanlar ayrıca ellerini temizlemeden gözlerine, burnuna veya ağzına dokunarak virüsün bulaştığı yüzeylere dokunarak da enfekte olabilirler.Semptomları olsun ya da olmasın, enfekte kişiler bulaşıcı olabilir ve virüs onlardan diğer insanlara yayılabilir.Laboratuvar verileri, enfekte olmuş kişilerin semptom geliştirmeden hemen önce (yani semptom geliştirmeden 2 gün önce) ve hastalıklarının erken dönemlerinde en bulaşıcı olduklarını göstermektedir. Şiddetli hastalık geliştiren insanlar daha uzun süre bulaşıcı olabilir.
Kendinizi ve sevdiklerinizi COVID-19'dan korumak için yapabileceğiniz birçok şey var. Riskleri azaltmak için risklerinizi bilin. Bu temel önlemleri izleyin: